Ali İbni Talha, İbni Abbas'tan rivayetle der ki; İbni Abbas şöyle söylemiştir: Cihad farz olmadan önce inanan bazı kimseler diyorlardı ki: Yüce Allah'ın bize işlerin en güzelini göstermesini isterdik ki biz de onu yapalım. Yüce Allah onların bu isteklerine bağlı olarak en çok sevdiği eylemin kesin bir şekilde inanmak ve imana karşı gelen ve onu kabul etmeyen isyankârlara karşı cihad etmek olduğunu peygamberine bildirdi. Cihad farz olduktan sonra müminlerden bazıları bu emirden hoşlanmadılar ve böyle bir iş onlara zor geldi. Bunun üzerine yüce Allah şu ayetini gönderdi:
"Ey iman edenler! Yapmayacağınız şeyi niçin söylüyorsunuz?"
"Yapmayacağınız şeyi söylemek, Allah katında büyük gazaba sebeb olur." İbni Cerir ayetlerin tefsirinde bu görüşü tercih etmiştir.
İbni Kesir de tefsirinde der ki: Tefsir bilginlerinin çoğu bu ayeti şu şekilde yorumlamışlardır: Müminler cihadın farz olmasını arzu ettikten sonra cihadın farz kılınması ve ardından bazılarının ona yanaşmamaları üzerine bu ayet inmiştir. Bu ayeti aynen şu ayet gibi yorumlamışlardır:
"Daha önce kendilerine `savaştan uzak durun, namazı kılın ve zekatı verin' direktifi verilmiş olanları görmüyor musun? Şimdi üzerlerine farz kılınınca, onların; Allah'tan korkar gibi ya da bundan bir daha fazla insanlardan korkan bir grubu, "Ey Rabbimiz, niye üzerimize savaşmayı farz kıldın, biraz daha mühlet tanısaydın olmaz mıydı?" dedi. Onlara de ki; `Dünya zevki kısa sürelidir. Ahiret ise sakınanlar için daha hayırlıdır. Orada kıl payı bile haksızlığa uğramazsınız: '
"Nerede olursanız olun, surlarla tahkim edilmiş kalelerin içinde bile olsanız, ölüm sizi bulur." (Nisa suresi, 77-78)
Katade ve Dehhak der ki; bu ayet "şöyle savaştık, böyle vuruştuk, şöyle sapladık, böyle yaptık" dedikleri halde böyle bir şey yapmayan bir kesimin ağzının payını vermek için inmiştir.
Ayetlerin normal akışından ve savaştan söz edilmesinden anlaşılıyor ki, bu ayetlerin iniş sebebi tefsir bilginlerinin çoğu tarafından belirtilen ve İbni Cerir tarafından tercih edilen görüştür. Şu kadar var ki, Kur'an hükümleri her zaman ayetlerin indiği şartlardaki olaylardan daha geniş kapsamlıdır ve inmesine sebep olan şartların ve durumların çok ötelerine kadar uzanmaktadır. Bu nedenle biz iniş sebeplerini ortaya koyan rivayetleri ve olayın bu ayetlerle ilgisini kabul etmekle beraber onların anlamlarının kapsamlı ve genel olduğunu belirtmeden geçemiyoruz.
Bu ayetler, meydana gelen bir olay ya da olaylar üzerine bir paylamayla başlamaktadır:
"Ey iman edenler! Yapmayacağınız şeyi niçin söylüyorsunuz?"
Hemen ardından bu davranışı ve bu ahlâkı alabildiğine çirkin ve tiksindirici gösteren bir nefret ifadesi yer almaktadır: (Seyyid Kutub Tefsiri)