ADİYAT / KOŞANLAR SURESİ

İniş Sırası: 14 • Mushaf Sırası: 100 • Mekki Sure • 11 Ayettir

Rahmân Rahîm Allah’ın Adıyla

1. Meşâle olup engelleri aşanlar çok önemlidir![*]

Önderler. İlk beş âyette, نفوس kelimesi fail sayılmıştır. العَدْو: Bir şeyi aşma ve durması beklenen yerde ilerleme (Mekâyîs) anlamına gelir. Böyle biri için “sınırları aşan” anlamı uygun düşer. ضَبْحً ise odunların ucunu yakmaktır. (Mekâyîs) Böylece onlar birer meş’ale olurlar. (Süleymaniye Vakfı Tefsiri)

2. Bir ışık gösterenler,[*]

İnce ayrıntıları gösterenler. (Süleymaniye Vakfı Tefsiri)

3. Güneş doğmadan işe girişenler,[*]

أغارَ, peş peşe adım atmak ve hızlı hareket etmektir. (es-Sıhah) مُغِيرَات ism-i faildir. Ona “işe girişenler” anlamı vermemiz bundandır. (Süleymaniye Vakfı Tefsiri)

4. Böylece arkalarında istikrar bırakanlar,
5. Bu halleriyle topluluğun merkezinde olanlar çok önemlidir.[*]

Buraya kadar beş âyette Allah yemin etmektedir. Allah’ın bir şeye yemin etmesi, o şeyin önemine vurgu yapmak ve daha sonra gelen şeye dikkat çekmek içindir. Bu yüzden biz, bu anlama uygun meal verdik. (Süleymaniye Vakfı Tefsiri)

6. İnsan Rabbine karşı çok nankördür.
7. Kendisi de buna şahittir.[*]

Gerçek şu ki insanoğlu Rabbinin nimetlerini inkar etmekte ve ihsanının bolluğunu yok saymaktadır. insanın nankörlüğü ve inkarı birçok biçimde olabilir. Bunlar insanın yaptığı hareketlerde ve söylediği sözlerde ortaya çıkmaktadır. Ve sonunda bu hareketler ve sözler, bu gerçeği haykıran bir tanık gibi insanın aleyhine ifade vereceklerdir. Sanki insan, bunlar aracılığı ile kendi aleyhine tanıklık etmektedir. Ya da belki insan kıyamet günü kendi aleyhine tanıklık edecek nankör ve inkarcı olduğunu ifade edecektir. "Ve kendisi de buna şahittir." Hiçbir tartışma ve mücadelenin olmadığı o gün, insan kendi aleyhine de olsa gerçek ne ise onu konuşur. (Seyyid Kutub Tefsiri)

8. İnsanın mal sevgisi çok fazladır.

"Doğrusu o malı çok sever." İnsan kendi nefsini çok sever. Bundan dolayı da "hayrı" çok sever. Fakat "hayır" "mal" olabilir, "iktidar" olabilir, dünya hayatındaki faydalı herşeyden "yararlanma" olabilir.

İman insanın kalbine girip de onun düşüncelerini, önem verdiği şeyleri ve değer ölçülerini değiştirmediği sürece... Nankörlüğüne, inkarcılığına, Allah'ın ihsanım itiraf etmek ve onlara şükretmek üzere engel olmadığı müddetçe... Bencilliğini, cimriliğini fedakarlıkla ve acıma duygusu ile değiştirmediği, hırsa, rekabete, çalışıp didinmeye layık gerçek değerleri -ki bu değerler maldan, iktidardan ve dünya hayatındaki yararlı herşeyden yararlanmaktan çok daha yücedir- evet iman insana o değerleri göstermediği sürece, insanın yapısı ve fıtratı bu olacaktır...

Gerçek şu ki imansız insan, önemsiz ve küçüktür. Arzu ettiği şeyler önemsiz, basit, değer ve önem verdiği şeyler küçüktür. imansız insanın arzuları ne kadar büyük olursa olsun, hırsı ne kadar şiddetli olursa olsun, hedefleri ne kadar üstün olursa olsun, yine de yeryüzünün kokuşmuş çamuruna tepesi üstü gömülmüş, ömür sınırı ile bağlı ve içindeki karanlık hapiste tutuklu kalmaya mahkumdur... insanı bu tutsaklıktan ancak yeryüzünden çok daha büyük dünya hayatından çok daha uzak, insanın kişiliğinden çok daha büyük bir alemle, ezeli olan (başlangıcı olmayan) Allah'tan çıkan ve ebedi (ölümsüz) olan Allah'a dönen ve kendisi ile dünyanın sonsuza kadar birleştiği bir aleme bağlanması kurtarır ve O'nu yüceltir.

Bundan dolayı surede, nankörlüğü, inkarcılığı, bencilliği ve cimriliği tedavi etmek, ruhun bağlı olduğu esaret zincirin kırıp parçalamak için, "hayır" sevgisini unutturan, azgınlığın ve şımarıklığın gafletinden uyandıran yeniden dirilme v mahşere gelme sahnesini sunarak dikkatleri son bir kez daha çekmektedir. (Seyyid Kutub Tefsiri)

9. Ama bilmez mi ki [Ahiret Günü,] herkes mezarından ayağa kalkıp dışarı çıktığında,
10. ve insanların kalplerinde [gizli] olan her şey ortaya döküldüğünde,
11. Rableri onlara her şeyi, işte o gün bildirecektir.[*]

Burada habîr (خَبِير) kelimesine muhbir anlamı verilmiştir. Bak: Müfredat. (Süleymaniye Vakfı Tefsiri)